Bu Blogda Ara

7 Şubat 2011 Pazartesi

Nuri Gana: “Tabandan gelen değişim, Arap dünyası için kaçınılmazdır.”

Tunus, Arap dünyasını değiştirdi; Arap diktatörler ve krallar da bunu biliyorlar. Tunus’ta olanların, kendi başlarına gelmesinden korkuyorlar. Birkaç Arap yönetimi, devam eden veya olası protestoları bastırmak için hızlıca önlemler aldı bile. Geriye kalanlarsa, Tunus örneğini karalamak için iftira atıyor veya tamamen engelleyemeseler bile süreci yavaşlatmaya çalışıyorlar. Tunus’ta oluşan dalganın gücünü biliyorlar;  birlik halinde, medenice ve şiddetten uzak yürüyen insanlar, gururla ve hep bir ağızdan “Bin Ali defol” diye bağırıyorlar ve son darbeyi vuruyorlar: “Oyun bitti.” Onlar da biliyorlar ki özgürlük bulaşıcıdır. Uzatma dakikalarını yaşadıklarının farkına vardıkça, umutsuz hale geliyorlar ve çaresizce önlemlere başvuruyorlar.

Tabandan gelen değişim, Arap dünyası için kaçınılmazdır. Mısırlılar, Libyalılar, Ürdünlüler, Yemenliler, Filistinliler, neredeyse tüm Arapların yüreği Tunus’un ateşiyle çarpıyor. Artık, bu bir mekân meselesi değil, sadece an meselesi. Tunus’un gerçek başarısı, değişim umudunun hala canlı ve yerinde olduğunu göstermek oldu. Diktatörlüklerin en büyük günahı, insanların rızalarını biçimlendirmek için kullandıkları korku politikaları oldu – özgürlük ve hür irade için tüm isteklerin yavaş ve düzenli bir şekilde kamulaştırılması. Bu korku zihne sinsice yerleştiğinde, sadece özgürlüğe dair tüm hafızayı yok etmekle kalmaz, özgürlük için bedel ödeme isteğini de ortadan kaldırır. Tunus’ta olanların can alıcı önemi, Araplara artık bu korku olmadan neler yapabileceklerini göstermesinde yatıyor.

Tunus’taki tabandan gelen devrimin bir diğer somut başarısı, kendileriyle ilgileniyormuş gibi yapan Batı Avrupa ve ABD’nin de Tunuslular tarafından yargılanmasıdır. Tunusluların bu mesajı çok anlamlıydı: İslami aşırılık dediğiniz şeyle mücadele etmeye, Arap despotizmini destekleyerek devam edemezsiniz. Demokrasinin tek müjdecisi gibi davranmaya devam edemezsiniz. Gerçek ve sürekli demokrasi, her Arap ülkesinin tekilliğinden doğar, dışarıdan müdahale veya etkilemeyle gerçekleşmez. Bu sadece Avrupa ve Amerika’ya özgü bir şey değil. Son olarak: Kendinizin ve İsrail’in güvenliğini sağlamak için Arap diktatörlüklerini desteklemenize gerek yok. Arap despotlarının Tunus’tan esen devrim kasırgasını sağ salim atlatmasını sağlamak yerine Arap halklarının tabandan gelen demokrasi taleplerini desteklemenin tam zamanıdır.

Nuri Gana, Tunuslu yazar ve UCLA Karşılaştırmalı Edebiyat ve Yakın Doğu Dilleri ve Kültürleri yardımcı doçenti. Daha ayrıntılı bilgi için: http://www.complit.ucla.edu/people/faculty/gana/


Diğer yazarların izlenimlerini okumak için tıklayınız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder