Bu Blogda Ara

7 Şubat 2011 Pazartesi

Leyla Lalami: “Bu ana tanıklık edebilmek ne büyük bir keyif!”

1966’da yayınlayan Tayeb Salih’in The Season of Migration to the North (Kuzeye Göç Mevsimi) romanında, isimsiz bir üniversiteden mezun olan bir genç, memleketi Sudan’a, ülkenin bağımsız yeni dönemine dair büyük umutlarla döner. Fakat dedesinin köyünde yaşlı bir adam onu uyarır: “Oğlum, benim bu sözlerimi bir kenara yaz. Bağımsız bir ülke olmadık mı? Kendi ülkemizin özgür insanları değil miyiz? Buna rağmen, bizim işlerimizi uzaktan idare edecekler. Çünkü arkalarında kendileri gibi düşünen insanlar bıraktılar.”

Salih’in tahmin ettiği gibi, Arap dünyasının Avrupalılar tarafından işgalini takip eden rejimler, iktidarın, genelde bu iktidarı yabancı ülkelere borçlu olan ve kendi insanlarının siyasi ve insani haklarını baskılamakta kararlı küçük bir elitin elinde toplamasını sağladı. Son iki kuşak boyunca, çoğu Arap genci, veraset, darbe veya çakma seçimler sayesinde göreve gelen iki veya üç başkan gördü. Bu yüzden, geçen ayın başında Tunus’ta olan olayları yorumlarken, bağımsızlıklardan bu yana, Arap dünyasındaki ilk ulusal başkaldırıya şahitlik ettiğimi söylüyorum.

Bu ana tanıklık edebilmek ne büyük bir keyif! 23 yıl boyunca yönettiği ülkesinden Bin Ali’nin kovalandığını görmek, insana hiçbir şeyin imkânsız olmadığı hissi veriyor. Dünyanın geri kalanı, bu devrime uygun bir isim bulmakla meşgulken, Tunuslular yeni bir deyim ürettiler; “korku içinde kaçmak” anlamına gelen “se benaliser”.  Bu deyimin, uzun süredir kullanılan, Bin Ali’nin eşi Leyla Trabelsi için ürettikleri, “Trabelsiler tarzıyla çalmak” anlamına gelen “se trabelsier”den daha güzel olduğu kesin.

Tunus isyanının artçı şokları, tüm bölge boyunca, kendini intiharlar ve sokak gösterileri selleri olarak göstermeye başladı. 41 yıldır ülkesini yöneterek Arap diktatörlerin en kıdemlisi olan Muammer Kaddafi bile endişeli görünüyor. Tunuslu protestocuları fırçalayarak eleştirmesi ve devlet destekli konutlar için yapılan protestoları hızlıca bastırması, bunun işaretleri. Kahire ve İskenderiye’deki protestolarda atılan sloganlar, Mısırlıların, Tunuslu kardeşlerinden ne kadar ilham aldıklarını gösteriyor: “Mubarak dégage” (Mübarek defol) ve “Mübarek, Mübarek, Bin Ali, seni Cidde Oteli’nde karşılamak için bekliyor”.

Tabi ki, Arap dünyasındaki protestolar yeni değil. Fakat Arap diktatörler, siyasi muhalefeti engellemek için bağımsız basının ağzını kapatmayı, vatandaşlarına korku aşılamayı ve özellikle gençlerin gazını almak için bir süre patlamalarına izin vermeyi öğreneli çok oluyor. Ama Tunus, demokrasi üzerine ikiyüzlü yüzlerce dersin gösteremeyeceğini gösterdi: bu tarz hilelere rağmen, değişim olabilir. Bu anlamda, Arap dünyası değişiyor.     

Leyla Lalami, Faslı yazar ve akademisyen. Riverside Kaliforniya Üniversitesi’nde Yaratıcı Yazı doçenti ve “Secret Son” isimli bir romanı var. Daha ayrıntılı bilgi için: http://lailalalami.com/

Diğer yazarların izlenimlerini okumak için tıklayınız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder