Bu Blogda Ara

10 Şubat 2011 Perşembe

Alaa Abdülfettah: “Bu hafta, Mısır’da beklenmedik ölçekte gelişen olaylar, benim tüm hayatımı kapsayan hareketler silsilesinin bir devamıdır”

Genel kanının aksine, Arap dünyası hiç de durgun ve kayıtsız değildi. Bu hafta, Mısır’da beklenmedik ölçekte gelişen olaylar, benim tüm hayatımı kapsayan hareketler silsilesinin bir devamıdır: 90’ların başında Körfez Savaşı karşıtı hareketlenmeden başlar, oradan 90’ların sonundaki IMF’nin yapısal önlemlerine karşı yapılan protestolara uzanır. 2001’deki ikinci İntifada dayanışmasını, 2003’teki geniş savaş karşıtı eylemleri, 2004-06 yıllarındaki demokrasi yanlısı Kefaya (Yeter) Hareketi’ni, 2006-08 arası petrol grevlerini, 2008-09 asgari ücret direnişini ve 2010’daki işkence karşıtı protestolarını kapsar. Düzenleyicileri ve liderleri, en azından beş yıldır – bazıları on, aktifler ve harekette yer alıyorlar.

Yine de, Tunus, sadece yeni bir umut aşılamakla ve on binlerce yeni protestocuya eylemlere katılmaları için ilham vermekle kalmadı, “devrim” sözcüğünün yeniden telaffuzunu da sağladı. Resmi adı Mısır Değişim Hareketi olan Kefaya Hareketi’nin başarısızlığından dolayı, eylemlerin, asgari ücret gibi ekonomik konulara, sıradan vatandaşların maruz kaldıkları günlük aşağılamalara veya Halid Said* gibi işkence mağdurları için adalet çağrısına odaklanması düşünüldü. Ama bu formülle tıkanan protestoları, 25 Ocak eyleminin düzenleyicileri Tunus’un ilhamıyla açtılar. Politize olmamış ama bıkmış on binlerce insan, “Halk, rejimin devrilmesini istiyor” (ya da halk rejimi devirecek) diye bağırdılar. Basit, çok ritmik ve tamamen yeni bu slogan, bağlantısız ve tecrübesiz aktivistlerin safından yükseliyordu.

Twitter’da, Tunuslular, Mısır’daki protestolardan ulusal marşlarından iki kıta alıntılanmasını, Mısırlı solcu efsanevi ikili Şeyh İmam** ve Ahmed Fuad Negm***’in devrimci şarkılarını nasıl söylediklerini anlatarak cevaplıyorlar. İnternet ve uydu kanalları üzerinden, yeni bir Pan-Arabizm doğuyor: benim içinde bulunduğum nesil, bir önceki nesil kadar Arapizm propagandasıyla büyümedi, yine de isyan girişimlerinde, kendiliğinden dayanışmayı sağlayabildik. Örneğin, Gazzeliler, olayları televizyondan izlerken Mısırlılardan daha coşkulular, bu zaferin onların üzerindeki etkisi çok büyük.

Bu, teknoloji, jeopolitik ve paylaşılan koşullardan doğan bir gerçeklik fakat aynı zamanda çok kırılgan. Çünkü internet aynı zamanda sekterliği ve tüketim çılgınlığını da cesaretlendiriyor; diğer kimlikler hâlâ rekabet halinde, örneğin, Mısır ve Cezayir arasındaki halihazırdaki futbol savaşları. Fakat baskın gelmesi muhtemel olan, adalet ve onur arayışıyla köklenen bir Pan-Arabizmi, Bouazizi, Sidi Bouzid ve Tunus devrimine borçluyuz.

Alaa Abdülfettah, Mısırlı tanınmış bir blog yazarı. Blogu ve daha ayrıntılı bilgi için http://www.manalaa.net/.

*11 Haziran 2010’da Mısır’ın İskenderiye kentinde, polisin keyfi şiddeti sonucu ölen 28 yaşındaki genç.
**1912-1995 yılları arasında yaşamış, asıl adı İmam Muhammed Ahmed olan meşhur Mısırlı besteci ve şarkıcı. Çok uzun bir dönem Ahmed Fuad Negm’le çalışmıştır. Fakirler ve emekçiler için yaptıkları şarkılarla tanınırlar.
***1929 yılında doğan, El Fagumi adıyla tanınan şair. Şeyh İmam’la çalışmaları kadar, argoyla karışık yazdığı devrimci şiirleriyle de bilinir. 


Diğer yazarların izlenimlerini okumak için tıklayınız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder