Bu Blogda Ara

7 Şubat 2011 Pazartesi

Hişam Matar: “Tüm gösterilerin ardından faydasız bir rüzgâr kalmıştı sadece. Hepsi birer zaman kaybı gibiydi. Ta ki şimdiye kadar…”

Aymen’in annesini, eski bir Kahire evinde her ziyaret ettiğimde, oğluyla şu son pazarlığı hep tekrarlardı. “Hayır, gitmeyeceksin” derdi Umm Aymen* oğluna, Aymen de “Gitmem gerek” diye yanıtlardı. “Hayır, gitmeyeceksin” diye tekrarlar annesi.

Bu bir Aymen klasiğiydi: Az konuşmak ve sizi daha önce söylediklerinizi tekrarlamak zorunda bırakmak. Bizim grupta geri kalanların hepsi siyasetle ilgiliyken, Aymen aramızda bu konuda sakin davranan tek kişiydi. Bu yüzden, bizim hakkımızda ne düşündüğünü merak etmekten kendimi bir türlü alıkoyamam.

80’lerin sonunda, Kahire Üniversitesi’nde hukuk öğrencisiydi.  Annesi, sadece üniversitenin duvarları arasında izin verilen gösterilere katılmaması konusunda, onu ikna etmeye çalışıyordu. Hatırlayabildiğim kadarıyla, güvenlik araçları zırhla kaplanmıştı ve çoğu okur-yazar olmayan genç adamlar, devamlı olarak üniversite duvarına bitişik bir dizi okaliptüs ağacının altında devamlı bekliyorlardı. Aymen, yakın mesafeden plastik mermiyle vuruldu. Aniden öldü.

Umm Aymen’i ziyarete gitmeden önce, en az üç-dört kişi olmayı bekliyorduk. Hepimiz, yalnız gitmekten korkuyorduk. Her zaman bizi gördüğü için memnun olmasına rağmen, Aymen’in ölmesi ama bizim yaşıyor olmamızdan dolayı suçluluk hissetmemek zordu. Ayrıca, o garip öğleden sonralarda, onun sessiz ama her şeyden daha yıkıcı inancına, her şeyin boşa olduğuna, oğlunu bir hiç uğruna kaybettiğine dair inancına katlanmak imkânsızdı.

Haklıydı. Aslında, tüm gösterilerin ardından faydasız bir rüzgâr kalmıştı sadece. Hepsi birer zaman kaybı gibiydi. Ta ki şimdiye kadar…

Kahire, İskenderiye, İsmailiye, Süveyş, Şaben El Kom ve Mısır’ın diğer kasaba ve şehirlerinde şu an devam eden gösteriler, sadece boyutlarıyla değil, arzu ve enerjileriyle de dikkat çekici. Kalabalıklarla ilgili sevinç veren, yeni bir güven doğurmaları. Tunus’taki olayların adil, hesap verir ve demokratik bir yönetimle sonuçlanacağını söylemek için erken olsa da, Tunus’un, Araplara onuru ve umudu yeniden hatırlatan bir aydan kısa bir sürede, 23 yıllık diktatörlüğü deviren barışçıl bir devrimin başarılabileceğini gösterdiği kesin. Tunuslular, bölgenin siyasi görünümünü değiştirdikleri gibi tüm bölgenin hayal dünyasını da genişlettiler.     

Hişam Matar, Libyalı yazar. İlk romanı  In the Country of Men, 2006 Man Booker Ödülü adaylarındandı. Yeni romanı Anatomy of a Disappearance, Mart 2011’de satışa sunulacak.

*Arapça “Aymen’in annesi” anlamına gelen hitap biçimi..


Diğer yazarların izlenimlerini okumak için tıklayınız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder